23 Ağustos 2008 Cumartesi

Yaşamını değiştiren o söz !


Genç oyuncu Haluk Piyes, ailenin önemine vurgu yaparak yıllar sonra babasını bulup içinde kalan o sözü söyleyerek bir çok sorunundan kurtulduğunu anlattı. Piyes, annesine söylemeden önce ise 3 gün yemeden içmeden kesilmiş....Almanya’da doğup büyüyen ve Türkiye’de Pusat dizisinin ardından Musallat isimli korku filmiyle gündeme gelen oyuncu Haluk Piyes, kendisinin yazıp yönettiği ve yapımcılığını da yaptığı ’Kanımdaki Barut’ filminde şiddetin nedenini ortaya koymaya çalışıyor.Kanaltürk’teki ’Orada Neler Oluyor’ programına konuk olan Haluk Piyes, "Kendimizi kandırmayalım yüzde 96.4 babaların çocuklarına seni seviyorum demediği bir ülkede yaşıyoruz" diyerek ailenin önemine vurgu yaptı. "Toplumsal şiddet öncelikle evde başlıyor. Statüsüz bir şiddet. Varoşta da bu oluyor, bir profesör de eşini dövebiliyor. Şiddet uygulayan çocuk sevgiye en çok muhtaç olan çocuktur" diyen Piyes, 3 yaşında evi terkeden babasını da yıllar sonra bularak içindeki öfkeyi yok etmiş. Piyes, "Yüzleşmek çok önemli. Siz kendinizin hatrına, o size dememiş olsa bile, o bloke’yi kırmak için ’seni Seviyorum’ demelisiniz ki o mirası keselim, kıralım, devam etmesin. Ben babama telefonda söyledim. Birşey söylemeden kapattı. 2 sene sonra beni aradı ve ’Bana çok ağır küfür ettin. O dediğin şey bizim köyde satılmıyor ki!’ dedi" açıklamasını yaptı. Yıllar sonra Viyana’da babasıyla karşılaşan Haluk Piyes, "O çocuk ben baba oldum" diye konuştu. Dizide silah kullanmayı neden istemiyor? Şiddet "Karı zararından farklı olması lazım. Tabiki elinizde belki bir silah tutmak zorunda kalabilirsiniz. Dizide ya da filmin sonunda çocuklara ve gençlere ’Keşke okusaydı, keşke o kötü adamlarla birlikte olmasaydı’ dedittirmeniz gerekiyor. ’Bu adam amma da çok kötü küfür etti’ falan derse eğer o zaman filmin bir mantıklı sonucu vardır. Ama öyle bir şey yoksa ve sadece ticari amaçlı kullanılıyorsa çok kötü" açıklamasını yaptı. Rakibinizi değil kendinizi yumrukluyorsunuz Boksör olan Haluk Piyes, aslında ringe çıktığında karşısındaki rakibinden çok kendisini yumrukladığını ifade ederek, bunun nedenini de şöyle anlatıyor: "Ben Almanya’da bir kez çok kötü bir olay yaşadım. Atardamarlar falan kesildi. Gözümü açtım annem başımdaydı. Bana kızgınlıkla küfür etmeye başladı. Sonra ben uyandım ve dedim ki’O kadar savaşıyorsun, dövüşüyorsun, kalemle ya da yumrukla savaşmak istesen de en büyük savaş aslında kendinle. Onu kaybetmişim. Çünkü anneme o güne kadar hiç seni seviyorum dememişim. Onu dememek hep bir yenilgi. O yüzden zaten 63 maçım var 62 nakavt. O hırs oradan kaynaklanıyor. Aslında kendinize vuruyorsunuz. Cezalandırılmak da istiyorsunuz. Sizin aslında kendinizle verdiğiniz savaş. Karşı taraftaki sadece bir araç." Annesine seni seviyorum demeden önce 3 gün boyunca yemeden içmeden kesildiğini anlatan Haluk Piyes, o güne değin hiçbir arkadaşıyla da sarılmadığını anlatarak "O kadar bitkin düşmüştüm ki dışarı attım kendimi. Bir arkadaşımla karşılaştım. Direk sarıldı. Bütün enerjim ve auram değişmiş" diye konuştu. Bazı yönetmenlere taş attı Hukuk’u bitirdikten sonra burs kazanarak Los Angelas’ta yönetmenlik ve senaryo okulunda okuduğunu anlatan Piyes, ’Kanımdaki Barut’ filmini de kendisi yazdı, yönetti, oynadı ve yapımcılığını yaptı. Haluk Piyes, müzik, sinema, spor gibi bir çok alanda yurtdışındaki insanları örnek göstererek Türkiye’deki farklı bakışı değerlendirdi. Piyes, bazı yönetmenlerin davranışlarını da yanlış bulduğunu şöyle ifade etti: "Türkiye’de bir büyük sorun daha var. Boksörler, yönetmenler, şarkıcılar dahil orada bir tarz vardır. Onlar işlerinde inanılmaz çalışkandırlar. Teknisyenden ayırt edemezsiniz. Hangisi sanatçıdır değildir bilemezsiniz. Ama o zorlu dönemden sonra röportaj verirken, bir otelde elinde içkisi, purosu ve kemik gözlükleriyle röportaj verir. O adam yönetmendir. Bizimkiler de onu görüp ’Yönetmen olmak istiyorsam böyle olmak gerek’ diyerek onu sete taşır. O sette o havayla yaşar. Sonra da işler olmayınca ’Neden olmadı?’ diye şaşırırlar. Postmodernlik uğruna filmler yapılıyor. ’Şunu anlatırsam kesin batıda ödül alırım’ ya da ’Memleketi kötüleyeyim’ veya ’İki küfür edeyim, o da para ediyor’ deniliyor. Ben doğru yapıyorum demiyorum ama doğru yapmaya çalışıyorum en azından."

Kaynak : Televizyon Gazetesi

Hiç yorum yok:

Destekler